Kısa kısa son 3 gün

28 Mart, 2011

İki satır yazı yazıcam bahar uyuşukluğundan kurtulup, gündeme yetişemiyorum.

  • Adnan Polat ve Galatasaray kongresi resmen başımı döndürdü. Olayların dışından hiç kimse olacakları öngöremedi. Lakin böyle bir şeyi olayların içinde öngerememek gerçekten büyük başarı. Geriye dönüp sakin bir şekilde olanları izlediğimiz zaman, her şey ne kadar açık. Sonuç; etrafındaki insanların yarattığı algı ve görüşler, genel algı ve görüşler değildir. Genel algı ve görüşlerin bir parçasıdır. Mesele küçük bir parçamıdır, büyük bir parçamıdır. Devamı
  • Taraftarımızın sevgilisi, takımımızın lideri Alex canlı yayındaydı. Fenerbahçe'liler nefeslerini tuttular, sosyal medya resmen kilitlendi. Kaptanı yeşil sahanın dışında görmek gerçekten güzeldi. Yayın da katkısı olan herkesi tebrik etmek lazım. Kaptanın en çok ilgi çeken açıklamalarından biri idolu Zico hakkında idi. Ancak Zico'nun yüzde onu kadar iyi olduğunu söylemesi bir tevazu olarak görüldü ve büyük ilgi çekti. Gerçekten şık bir tavırdı bu, yinede bu blogu izleyen gençlere bir önerim var, hiç değilse bu açıklamadan sonra Youtube'taki Zico videolarına bakın. Alex'in ne demek istediğini anlarsınız. Kaptanın diğer ilgi çeken açıklaması, ligin iyi oyuncuları hakkındaydı. Selçuk ve Jaja'yı ligin en kıymetli yerli ve yabancı oyuncusu olarak gösterdi. Bu sportmence bir jest değilde gerçek fikri ise eğer, kendi çapımda aynı görüşte değilim. Gökhan Gönül ve Emre Belezoğlu, Selçuk İnan'dan daha değerli oyuncular. Jaja'nın da önüne bir kaç oyuncu yazabilirim. -Tabi kendi çapımda-. Programda unutamayacağımız diğer şey, Rıdvan'ın mutluluğuydu. Kaptanı ağırlayan efsanenin gözlerinin içi gülüyordu. Kendisini izleyemeyenler için çok üzgünüm, ama formda bir Şeytan Rıdvan bildiğiniz Robben gibi dominant bir oyuncuydu. Durdurulamazdı. Son söz; bu çok sempatik programda daha iyi hazırlanmış sorular isterdik. Bazı sorulara Alex'in verdiği cevabı anlayamadık, tercüme ile ilgili olabilir, yada zamanın kısalığıyla, yada anlayışımızla. Yinede kaptanı daha iyi anlamak ve tanımak için iyi bir fırsattı.
  • Haftanın gönül kıran ama umut veren olayı, Erkek Voleybol takımımızın Türkiye kupasındaki performansıydı. Kupayi final setinde Arkas'a kaybettik. Çatır çatır oynadık, sonuna kadar savaştık. Kaybetmeyi sevmiyoruz ama böyle kaybetmek bizi güçlendiriyor. Yeni hoca ile beraber takım toparlanmış. Miljkoviç hakkında yazılanları çizilenleri göstermeye başladı. Marshal'da da ciddi bir performans artışı var. İroni; Sezon başında umudu tamamen kestiğimiz Erkek Voleybol takımımız, şampiyonluk için Sarı Melekler'den daha fazla umut veriyor.
  • Haftanın saçmalığı da var tabi. O da son dakika bombası. Bomba olursa nerde olur, tabiki Bayan Basketbol şubemizde. Atletik kızımız Angel, iyi zıplıyor, iyi koşuyor ama akıl fikir nafile. Twitter'daki sorumsuz açıklaması, ahlaksızlık mı aptallık mı diye düşündüm, aptallık olduğuna karar verdim.  Ahlaksızlık bu kadar açık seçik olmaz. Peki aptallara ihtiyacımız var mı? Taraftar cevabı sosyal medya da verdi. Yok. Angel'i istemiyoruz. #PIRT diye bir sosyal bomba çıkmasaydı #gohomeAngel iş yapabilirdi. Taraftar Angel'a bu tepkiyi verirken aklıma takılan soru ise, benzer bir saygısızlığı yapan Santos'a verdiğimiz tepkinin neden daha kararsız olduğuydu.
Son bir kaç günden bir sürü şey çıkar. Ama bu ilkbahar miskinliğin de ben yazmak sizde okumak istemiyorsunuz zaten. Herkese iyi haftalar.

0 yorum:

Yorum Gönder

 
 
 

İzleyiciler