Kısa kısa Fenerbahçe gündemi

25 Mayıs, 2011


Neler planlamıştım. Her oyuncu ile ilgili bir yazı yazayım. Kendimce sezon performansların değerlendireyim diye. Bence altından kalkamam. Gündem de boş durmuyor çünkü. Akıyor da akıyor.  Kısa kısa aklıma takılanları yazıp rahatlayayım en iyisi.
Fenerbahçe Ülker seride 2-0 öne geçti. Beşinci şampiyonluk için çok büyük ve önemli adım. Maçı internetten izlemek zorunda kaldım.  Yani izleyemedim. Gördüğüm kadarıyla, Tomas, ve Sarunas’ın beklenenden iyi oyunuyla kazandık. Sarunas’ı böyle izlemek muhteşem.  Sahayı böyle gören ve kullanan başka bir oyuncu daha gelirmi Avrupa’ya bilmiyorum.  Neyse ki Emir’le sözleşme uzatıldı. İleriki yıllarda onun paslarında hatırlarız ustayı.
Devamı: www.siradanbirblog.com

Kaybetmeyide biliriz, siz bilirmisiniz?

22 Mayıs, 2011

Tarihi bir futbol şansızlığı yaşamazsak akşama şampiyonluğu kutlayacağız.  Hepimiz saat 20:00′a kilitlenmişiz.  Fenerbahçe televizyonu Sivas’ta.  Uçak uçak, otobüs otobüs Türkiye’nin her yerinden gelen Fenerbahçelilerle konuşuyor.  İnsanlar çok mutlu ve çok coşkulu.  Gücümüzü ve büyüklüğümüzü bütün Türkiye’ye gösterdiğimiz bir sezon oldu. Tabi ki henüz bitmedi. Ama nasıl biterse bitsin harika bir sezondu.
Fenerbahçe Acıbadem Eczacıbaşı Vitra ve VGSTT ile yarıştı. Dünya şampiyonu oldu, Avrupa’da final oynadı ve ligde şampiyon oldu.  En önemlisi Avrupa şampiyonluğunu son iki sayıda verdiğimiz VGSTT’ a camia olarak gösterdiğimiz saygıydı. Üstelik  saygısız oyuncuları ve antrenörlerinin tahriklerine rağmen. Finali kaybettik, büyük bir camia gibi davrandık ve evirmeden çevirmeden tebrik ettik. Emeklerine ve oyunlarına saygı gösterdik. Sonra büyük bir takım gibi karşılarına çıktık, evire çevire …devamı
www.siradanbirblog.com

Blog tanıtımı/Midas’ın Kırallığı

16 Mayıs, 2011

Bu gün başlıyorum, bundan sonra ara sıra devam edeceğim.  Çok sevdiğim 8-10 blog var.  Onlardan bahsedeceğim kısaca, kendimce sevdiğim özelliklerini yazacağım.  Yazdıklarımın onlara hiç bir faydası olmayacak, çünkü zaten bu blogtan daha başarılı bloglar onlar.  Yine de bu güzel bloglar hakkında yazmak istiyorum.
Bu gün Midas’ın Karallığından başlıyorum.
Henüz çok genç bir blog, tam gelişmeye başlamışken blogger yasağına çarpıldı ve WordPress’e taşındı.   Yeri önemli değil, orada veya burada.  Başka çok önemli özellikleri var bu blogun.  Çok yenilikçi ve sürekli arayan bir blog Midas’ın Kırallığı.  Okuyucuları ile sürekli iletişim içinde.  Yazdığınız her yorumu değerlendiriyor, kendisine ulaşan herkese ulaşıyor.  Misafir yazarlar açısından da çok başarılı veya çok şanslı bir yer.  Bloga harika yazılarla katkı sağlayan pek çok arkadaş …
devamı: www.siradanbirblog.com

Şampiyonluk geliyor

15 Mayıs, 2011

Coşku dolu bir Fenerbahçe gecesi yaşadık.  Sahada şans da bizimleydi.  Futbol olarak daha olgun, daha güçlü olduğumuz bir takıma karşı, şans da arkamızda olunca, tarihi bir skor çıktı ortaya. 6-0 bizim çok sevdiğimiz bir skor.  Bu akşam 6 gol görmek gerçekten çok güzeldi.  Ama hemen not düşmek lazım, ne olursa olsun 6-0 ‘ın bize anımsatacağı akşam bu akşam değil.  6-0 başka bir akşama, başka unutulmaz bir anıya ait.
Bu gece kimse maç konuşmaz, maç yazmaz.  Ya da belki de yazar.  Ben de iki satır yazacağım aklımda kaldığı kadar. Maç için en önemli şey, Cüneyt Çakır’ın çaldığı ilk 2 penaltıydı.  Çok iyi bir Fenerbahçeliyim ben kendimce, ama ilk penaltının yanlış bir karar olduğunu, ikinci penaltıdaki kırmızı kartın sarı kart olduğunu düşünüyorum.  Bu değerlendirmeyi maçın tekrarını izlemeden ve herhangi bir hakem yorumu dinlemeden yapıyorum.  Kesin öyledir yada böyledir gibi bir iddiam da yok. Kendi görüşüm bu

Biraz da korkuyorum

Kaldı 180 dakika. Kendi payıma hem çok heyecanlıyım, hem çok stresli. Hatta biraz korkuyorum. Tüm renkdaşlarımın kendine güvenen tavırları, sosyal medyadaki mesajları, benim ihtiyatlı orta yaş zihnimi rahatlatmıyor. Tabi ki bende güveniyorum takımıma. Buraya gelene kadar çok olgunlaştılar ve kendilerini geliştirdiler takım olarak. Bu gün oynayacakları Ankaraspor’dan ve bu ligdeki tüm takımlardan daha iyiler. Ama Türkiye liginin garip bir özelliği var. İki iyi takım arasından, daha iyiyi diğerinden ayırt edemiyor. Hele önde giden Fenerbahçe ise bu özelliğini tamamen yitiriyor.  Öyle oluyor böyle oluyor, Fenerbahçe ile rekabet eden takım için yol daha düz, daha güzel oluyor.
Ülkemin insanlarının ortak bir özelliği var, her zaman zayıfı desteklerler. İçlerinden öyle gelir.  Ne kadar güçlü isen, ne kadar kendine …
devamı: 
www.siradanbirblog.com

Kod adı:Beşibiryerde/Sarı Meleklerden güzel gece

09 Mayıs, 2011


Kızlarımızdan temiz iş. Bu akşam sahada dünya şampiyonu vardı. Sarı melekler, gerçekten saygı değer, gerçekten çok iyi bir takıma karşı gerekeni yaptı.  Kolay değil 9 canlı bir takım bu V.G.S.T.T. Kolay pes etmiyor, hatta asla pes etmiyor. Ama bu akşam sarı melekler gerekeni yaptı. En iyi olduklarını gösterdiler.

En büyük kulüp mü en büyük düşman mı ?

Not:Sevgili arkadaşlar  Sıradanbirblog’u sıradanlıktan kurtaracak 2 yeni yazar arkadaşımız var. Cumhur Sertkol’u ve yazılarınızı seveceğinizden eminim. Mert Erkol’u ise şimdilik bekliyoruz. Sevgiler.
Her sezonun sonları yaklaştıkça aynı senaryo tekrar tekrar oynanmaya başlıyor. Fenerbahçe son 10 yıldaki kadro ve sistem istikrarından dolayı şampiyonluk yarışının içinde kalıyor; rakipleri ise her sezon değişiyor. Peki bu doğru mu ?
Aslında değil; son dönemlerdeki rakip takım- seyirci – medya tutumlarına baktığımızda anlıyoruz ki; Fenerbahçe her sezon aslında farklı bir rakiple değil aynı rakiple mücadele ediyor. Kendisi dışındaki 17 takımın oluşturduğu manevi birlik ile.
Devamı:      www.siradanbirblog.com

Niang'ın formsuzluğunu kapatamıyoruz

Futbol o kadar çok seçenekli, o kadar karışık bir oyun ki, bir maça 100 yazı çıkar. Hemde aynı kafadan.  Yani en azından benim kafam karışık çalışıyor futbola.  Sahada her pozisyondaki, her farklı oyuncunun, özellikleri, form durumu, ayrı ayrı etkiliyor sonucu.
Fenerbahçe ligin 2. yarısında bu çok karışık denklemde kazanan bir denge yakalamıştı. Forvette Niang’la hızlı, hareketli ve sert, Alex’le usta ve golcüydük.  Orta alanda Selçuk, Emre ve Mehmet’le sert, Dia ile hızlıydık.  Defansta Lugano ve Yobo ile tecrübeli ve sert, Gökhan’la atak geliştiren bir görüntedeydik. Santos ile benim derdim var. Tırnak içinde; Maç içinde dakikası dakikasını tutmuyor. Kendi mevkisinin en değerli 10 oyuncusundan biridir dünya üzerinde.  Ligin 2. yarısında görev aldığı her maç katkı yaptı takıma
devamı:
www.siradanbirblog.com

Nasıl oynadılar/Karabükspor-Fenerbahçe

Volkan: Sahanın en iyilerinden biriydi.   Puanım:8
Gökhan: İleri çıkışları çok başarılıydı. Oyunuyla ve mücadelesiyle takımı cesaretlendirdi ve ateşledi. Tartışmasız gecenin en iyisiydi. Puanım:9
Lugano: Sahadaki istikrarlı oyunculardan birisiydi. Kendine ters gelen hızlı oyunculara karşı oynamak zorunda kalmasına rağmen, defansif görevini de son derece iyi yaptı. Sezonun en kritik gollerinden birini attı. Puanım:7
Yobo : Gecenin ortalama performanslarından birini gösterdi.  Takımın pas trafiğinde önemli katkısı var. Puanım: 6,5
Santos: Oyuna çok kötü başladı. Topla çıkarken kötü kararlar verdi ve top kayıpları yaptı. Özellikle 2. yarı daha arzulu ve daha dikkatliydi. Puanım:6
Devamı:
www.siradanbirblog.com

Büyük takım olmak

02 Mayıs, 2011

Herkes çok mutlu. Tabi ki bende çok mutluyum. Şurda 3 maç kaldı. Geçen seneki talihsizlikten sonra bunu fazlasıyla hak ettik. Ama futbolumuz ile ilgili değerlendirmeler çok abartılı. Türk futbol kültürü böyle. Coşku, coşku, coşku. Bunun neresi kötü diyenler olacaktır. Uzun vadede kötü. Çünkü duygu girince işin içine, plan program nafile. Sonuç iyiyse her şey iyi, sonuç kötüyse asmak kesmek. Gerçekten büyük potansiyeli olan bir camiayız. Arkasında futbolu seven milyonlar olan bir camia.  Dünya futbolunun en önlerine, ilk 20 takımın arasına girebiliriz. Ama büyük bir manimiz var. Her şeyi duygularımızla değerlendiriyoruz.  Yanlış kararlar ve yanlış yatırımlar yapıyoruz.  Bu takımın hocasını gollerden sonra palyoçuluk yapmıyor diye eleştirdik. 23 takımı çalıştırıp kaç tanesini düşürdüğünü bilmediğimiz Yılmaz Vural’la karşılaştırdık. O hocamız futbolcusuna bile saldırmıştı. Gaza geldik o hocayı milli takım için istedik. Hiddink’le kıyasladık ki, bunu son derece iddialı olan kendisi bile tercih etmezdi.
Biraz daha sakin olmak lazım. Biraz hesap kitap lazım. Şimdi bunlar neki maçla ne alakası var diyenleriniz vardır.  Bir kaç tanesinden bahsedeyim.
Devamı:     www.siradanbirblog.com

 
 
 

İzleyiciler