Beklediğimizden çok daha zor bir maç oldu. Valencia gerçekten sert ve iyi mücadele eden bir ekip. Maçtan önce gelen bilgilerin aksine skor üretme konusunda da önemli oyuncuları var. Biz de en iyi günlerimizden birinde değildik. Pota altı savunmasında ve ribauntlarda çok zayıf kaldık. Vidmar'ın sakatlığından sonra pota altı sertliğinde takıma katkı veren Kaya kötü bir günüde idi. Oğuz savunma ve ribauntlar da kötü, her zaman destek verdiği hücumlarda daha da kötüydü. Bütün yeteneğine ve taktik bilgisine rağmen, çabukluk ve sertlik konusunda 4 sezondur en ufak bir gelişme göstermeyen Oğuz, bu ısrarında devam ederse hedef büyüten Fenerbahçe Ülker'in bir parçası olarak kalmayı başaramaz. Hala genç bir oyuncu ve artık bunu fark etse iyi olur. Pota altındaki bu büyük boşluğumuzu fiziksel olarak Oğuz ve Kaya'dan daha güçsüz bir oyuncu olmasına rağmen, Mirsad doldurdu. Deneyiminin ve yeteneğinin her milimini sahaya döktü. Kötü oyununun farkında olup, zekası ve deneyimiyle direnmeye çalışan diğer oyuncumuz Darius'la beraber, pota altındaki kara deliği kapatamasa da bir hayli küçülttü. Darius çok eleştirilmesine rağmen, oyun aklını hiç kaybetmeyen bir oyuncu. Sahada katkı yapmanın bir şeklini pes etmeden arıyor ve toplamda faydalı oluyor.
Maçın zor geçmesinin diğer bir önemli sebebi, bu sezon Fenerbahçe Ülker'in kazandığı tüm önemli maçlarda başrolü kolay kolay bırakmayan Ukiç'in etkisizliğiydi. Yıldız oyuncumuz şaşırtıcı bir şekilde pota altına gitmedi ve hücumlarda topu Emir, Ömer ve Marko'ya bıraktı. Belkide benim göremediğim bir taktiksel sebebi vardı bunun ama hücumlarımız da açığı kapatılması güç bir boşluk yarattı bu oyunu. Neyse ki, Ömer, Marko ve Emir, gerekeni yaptılar. Cesaretli ve saldırgan oyunlarıyla takımın hücumunu taşıdılar. Onlara, tecrübe ve klasın
sembolleri, Mirsad ve Saras'da aynı arzu ile destek verdi. Ömer, Emir ve Saras bazı basit top kayıpları da yaptı. Ama hücumda pota altındaki oyuncularımızın bu kadar kötü oynadıkları bir günde zaman zaman risk alarak oynamak zorunda kaldılar. Yapmaları gerekeni yaptılar. Potaya gitmeliydiler, gittiler. Şut atmalıydılar, attılar. Pas vermeliydiler, verdiler. Hata da yaptılar, sayıda. Yıldız gibi oynadılar, yıldız gibi parladılar. Gittikçe zorlaşacak maçlar da oyuncularımız zaman zaman böyle güç anlar da yaşayacaklar. Akşam gösterdikleri karakter gelecek maçlar için bana ümit verdi.
Maçta olağanüstü bir performans gösteren Ömer Onan için, bu sezon çok övgüler yazıldı söylendi. Takımın lideri, takımın ruhu, karakteri, savunması süperdi gibi çok kıymetli övgüler. Hepsini defalarca hak etti. Bence almadığı ve çok hak ettiği başka bir övgü daha var. Diğerlerinden daha kıymetli değil, onlarla beraber daha kıymetli. Ömer Onan çok çok iyi bir skorer. Kritik anlarda çıkardığı inanılmaz sayılar, attığı yüksek yüzdeli şutlarla Ömer, Avrupa'nın en önemli skorerlerinden birisi oldu. Bir rol oyuncusu olarak başladığı kariyerini, büyük bir yıldız seviyesine taşıdı. Gurur verdi, coşku verdi. Fenerbahçe Ülker Avrupa basketbolunda bir ihtilal yapmaya çalışıyor. Bayrak Ömer Onan'da.
Bayrak Ömer Onan'da
28 Ocak, 2011
Etiketler: emir predzilç, FB basketbol, Marko Tomas, ömer onan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder