Sizin için kıymeti varsa

22 Aralık, 2010

Büyük bir takım temel teknik ve taktik sorumlulukları üst seviyede gerçekleştiren oyunculardan oluşur. Oyuncuların yaratıcı yeteneklerini bu temelin üzerine koyarsınız. Makine gibi işlemeyen bir takımda Robben, Messi fark etmez. Futbolseverlerin %90'ı Messi'nin dünyanın en değerli oyuncusu olduğunu düşünüyor. Sonuç, Müller'li Almanya'dan yenilen 4 gol. Ve Aynı Messi'nin Barcelona'da neler yaptığını görüyoruz. Oyuncuların yeteneklerinin anlam kazanması ve daha çok ortaya çıkması için takım bir bütün olarak oynamalıdır.
Bu sezon oluşturduğumuz futbol takımı ne yazık ki büyük bir takım değil.
Sahadaki görüntümüz şu;

  • Takımdaki  oyuncular birbirlerine değer vermiyorlar ve saha içinde birbirlerine yardım etmiyorlar.
  • Takımdaki oyuncular taraftar ve yönetimle hedef birliğinde değil. Bazıları için mesele doldurulması gereken lanet bir kontrat.
  • Takımdaki oyuncular en temel taktiksel sorumluluk olan yüksek konsantrasyona sahip değiller.
  • Takımdaki bazı oyuncular kendilerine sadece hücum görevi biçmişler ki, savunmaya yardımcı olmak, kaybedilen topu takip etmek gibi takım ödevlerini umursamıyorlar.
  • Takımdaki oyuncular, kıdem ve bilemeyeceğimiz bir takım içi hiyerarşiye göre birbirlerini azarlıyorlar. Ki aynı hiyerarşiye göre genç ve yeni arkadaşlarına destek olmaları gerekir.
Bu inançsızlık, sevgisizlik, taktiksel sorumsuzluk, rekabet olarak zorlandığımız her oyunda, bazen bir yerden, bazen zincirleme olarak bir kaç yerden,  değişik şiddette hezimetlerle karşımıza çıkıyor.
Üst düzey büyük bir takım, oyuncularını değerlendirirken yaptıklarına değil yapmadıklarına da bakmalıdır.
Küçük ve sıcak örnek. Akşam Dia 2 asist yaptı. Mükemmel bir performans gibi gözüküyor. Ama takımımız topu kaybettiği zaman 2 metre yanından geçen oyuncuya nasıl geçiyor diye dönüp bakmadı bile. Orta saha çizgisinden kendi alanımızın 10 metre filan önüne hayali bir çizgi çekelim, Dia o çizgiyi 70 dakikada bir kere geçti. Oda kora kor birini takip ederek değil, iyice yaslandığımız bir anda. Hemen parentez için de, Dia'yı çok kıymetli bir oyuncu olarak gördüğümü de ifade etmeliyim. Takıma defansif olarak yardım etme konusunda bu kadar duyarsız olmakla, ''bu zamanda kral yapmayacaksın, kral olacaksın'' diyen Batuhan'ın davranışı birbirine benzemiyor mu sizce.
Bu siteye gelen erkek oyuncular halı sahada futbol oynamıştır. Sizden daha iyi şut atıyor diye, her topu kaleye vuran, asla pas atmayan, savunmaya gelmeyen takım arkadaşlarınız olmuştur. Bu  oyuncular takımın genel performansını düşürmüyor mu?
Temel teknik eksikler konusundaki görüşlerimi sonra yazacağım, çünkü takım içi inançsızlık, takıma karşı sorumsuzluk, teknik kusursuzlukla bile örtülemez. Sonunda sizi zorlayacak bir rekabette, teknik bir zayıflığınız ortaya çıkacaktır. Takım bunu kapatmaz ise sonuç yine istemediğimiz gibi olur.
Yazının sonunda tek bir örnek vereceğim. Fenerbahçe'ye katıldığında bütün arkadaşlarının verimini %10 yükselten, takımı bir üst seviyeye çeken Appiah, Juventus forması giydiği bir maçta, takip etmesi gereken rakibini takip etmediği için, maçtan sonra Lippi tarafından basın önünde çok ağır bir şekilde eleştirilmiş, ilk 11'den kesilmiş ve Juventus'tan ayrılmak zorunda kalmıştı.  Ahmet Hassan'da Lucescu tarafından aynı şekilde cezalandırılmış ve soluğu Belçika'da almıştı.
Bu hocalar haklılar. Çünkü bir sezon anlardan oluşur. O an yorgundum, o an dalgındım dersin, sezon gider. Taktiksel sorumlulukları yapmamak aynı maçta 5 penaltı kaçırmaktan daha çok bozar takımı. Rahat, rahat oynamak, kafasına göre takılmak isteyen Kasımpaşa'ya gitsin. Sezon 35 maç. Rakipler sana o kadar bilenmiyor. 10-12 maç zorlarsın kendini, kariyerini bitirirsin. Fenerbahçe'nin parçası olmak böyle ucuz bir şey değil. Yatıyoruz, kalkıyoruz Fenerbahçe. Kaybedin, gol kaçırın, penaltı kaçırın, biz yine sizinleyiz, ama akşamki görüntü bizi çok üzdü futbolcu kardeşlerim. Eğer sizin için bir kıymeti varsa, böyle bilin.

6 yorum:

derkander dedi ki...

takımın ne hocası eksik ne yeterli kalitede futbolcusu eksik, ne de herşeye rağmen destekleyen taraftarı...

ama gel gör ki unu-şekeri-yağı kattığımız halde bir helva çıkmıyorsa bu takımdan aklıma gelen bir kaç yorum var...

iyi niyetle bakarsak; Hocayı futbolcular ciddiye almıyorlar..

ya da hoca oyuncuları motive edemiyor...

ruh veremiyor..

ama ne olursa olsun ben Kocaman'ın eksikliğini anlayabilirim ama suç oyunculardadır diye düşünüyorum....

teşekkürler eleştirirken kırmayan,yıkmayan yorumların için sıradanbiri..

etrafta yorum diye kırıp dökenler, ağız dolusu saçmalayanlar çokca bulunmakta....

Sıradanbirblog dedi ki...

Aynı hedefler için heyecan duymayan ve birbirine saygısını yitirmiş bir takım bu. Bu olumsuz havanın kaynağı hangi mutsuz aktörler bu takımda bilemeyiz. Ama olumsuzluk en hızlı bulaşan hastalık. Ve her şeyi yıkar. Olumlu, saygı dolu, ,nanç birliği etmiş bir havanın önderi olması gereken oyuncularımız var. Alex'ten, Emre'den Stoch'a bağırmasını değil, destek vermesini bekliyoruz. Gökhan'dan Dia'yı şikayet etmesini değil, direk olarak uyarmasını bekliyoruz. Genç oyuncularımızdan, takımdaki büyüklerine saygı göstermelerini bekliyoruz. Kim veya kimlerse bu takımdaşlığı yıkan davranışların kaynağı, kapasitelerine ve geçmişe bakmadan, yeni klüplerine gitmelerine izin vermeli. Şimdilik ne yazıkki bu takımın lideri yok. Hoca veya Alex diğer herşeyin dışında bu konuda sınıfta kaldılar. Ümit Özat ve Tuncay Şanlı'yı bu manada aramaya devam ediyoruz. Gökhan ve Emre'den umudum var. Umarım birine olur bu gömlek.

Sıradanbirblog dedi ki...

Yorumunuz için çok teşekkür ederim derkander.

Adsız dedi ki...

FB dünyadaki tüm normal takımlardan farklı bir yöntemle başarıyı arıyor sorun burada , fb de tuncay, aulerio gibi takım oyuncuları adeta kovalanırken savaşcı olmayan oyuncular yığıldı takıma bir alex in olur eyvallah ama yanına koyarsın koşan adamları genç dinamik bir takım oluşturusun gene oynarsın ama yok, aslına bizde herkes alex kimse bunu göremiyor dia stoch mehmet emre hatta cristian ve niang mücadele ediyor gözüküyorlar ama gerçek anlamda pres yapmıyor hiçbiri hepsi futbolcu eskisi aslında tuncay ve aulerio fb ye geldiğinde kim bunlar deniyordu hırslıydılar savaştılar şimdi bizde öyle oyuncu yok hepsi kendini kanıtlamış olunca savaşanda olmuyor ,bence bu takıma 4 tane gurbetçi veya 2. lig den türk oyuncu alınmalı mesela ,, takımda kazanma inadı yok hırs yok azim yok doymuşluk var bize aç açıkta adam lazım biraz saldırsın şöyle gerçek anlamda ...

Sıradanbirblog dedi ki...

Aç oyunculara ihtiyacımız olduğuna katılıyorum. Gökhan Gönül ve Volkan iyi örnekler bu konuda. Şu anda takımdaki en değerli oyuncular ikisi. Fenerbahçe'den önce 2 lig oyuncuları idi ikiside.
Gökay'da tezinizi destekliyor, bence görev adığı maçların en değerli oyuncularından biriydi.
Yorumunuzu aklıma şunu da getirdi. Bence en doymuş oyuncularımızı gözden geçirmeliyiz.

Adsız dedi ki...

evet ben olsam onur önünde gökan yaparım hatta daha dinamik olur sağ kanat gökhan önde oynayamaz yorumlarıda bence hatalı gökhan asıl önde oynar bence , sol bektede santos un önünde caner orayı dinamik yapar , gökay başarılı , ama fb futbolcu eskisi çok böyle oynatsa aykut hoca nın altını oyarlar , aslında çok oyuncu göndermek lazım işte onada devrim diyorlar galiba ...

Yorum Gönder

 
 
 

İzleyiciler