Her şey değişiyor (2)

30 Aralık, 2010

''Neden böyle karamsar bir hisse kapıldığıma yazının ikinci bölümünde devam edeceğim.'' Dün yazımı bu cümle ile bitirmiştim. Üzgünüm dünkü yazının özetini yapamam. Okumak isterseniz burda.
Karamsarım çünkü;

  • İlk yazımda özetlemeye çalıştığım pek çok önemli faktöre bağlı büyük bir değişim varken, yaşanan görece başarılı sezonlar takımımızda yönetimsel bir körlük yarattı.
  • Başkanımız, bizim takımımız hala çok iyi, oyunumuzu oynasak kimse önümüzde duramaz şeklinde bir açıklama yaptı. Ben bu açıklamadan şu sonuca varıyorum. Fenerbahçe değişimin ve artan rekabetin farkında değil.  Olan biten her şeyi hala eski alışkanlıklarla değerlendiriyor. Şampiyon olamayan her teknik adamla ayrılmak böyle bir anlayış bağlı mesala.
  • Dünkü yazımda bahsettim ama, karamsarlığımın gerekçelerinden biri artan yüksek rekabet.
  • 9 puan farkı kapatmak eski sezonlarda olduğu kadar kolay değil. Alınabilecek 51 puan var. Ama artık bu puanları toplamak çok daha zor.
Bu maddelerin bazılarını şöyle açabiliriz. Schuster'in çılgın özgüveni ile Beşiktaş büyük yatırımlar yapıyor. Oradan gelip bizi geçemez ama, İnönü'den puan çıkarmak ta o kadar kolay değil artık. Hagi gibi ezeli rekabeti bilen bir teknik adamın yönettiği Galatasaray'ı, yeni stadında yenerek 3 puan çıkarmak o kadar kolay değil. Çok iyi yönetilen Trabzon'u hayat meyat maçında Kadıköy'de yenmek kolay değil. Bunlar birer birer maç hepsini kazanabiliriz. Ama bütün hedeflerinden uzaklaşan Fenerbahçe ile ilgili tespiti ve seçtiği tedavisi, sol bek ve ön libero transferi olan yönetim kalitesinin,  bu yarışta bizi kurtaramayacağını düşünüyorum.
Peki siz gerçekten, şampiyonlar liginden elenmemizi, avrupa liginden elenmemizi, kupadan elenmemizi, ligde 9 puan geride olmamızı sol bek ve ön liberoyamı bağlıyorsunuz?
Bir de şöyle düşünelim, Trabzon sporun sol bekinde Santos veya Caner, orta sahasında Cristian oynasa, Trabzon bizim kadar istikrarsız bir takım olur mu? Olur orayı da kuruturlar diyenler vardır.  Cristian'ın takım işlediğinde ne kadar faydalı olduğunu hatırlayan, Santos'un klasının Trabzon'un en zayıf yanı olan sol bekte parlayabileceğini düşünen de vardır.
Her şey değişti. Özgüven iyidir ama, körlük yaratabilir. Ligin 2. yarısı başlıyor.  Kaliteli bir yönetimsel öz eleştiri yapmalıyız. Soru çok basit, neden işler iyi gitmiyor? Ön yargısız biçimde bu soru üzerine çalışırsak önemli gelişimler sağlayabilecek birikime sahip bir kulübüz.  Ama bu soruya cevap olarak basında çok eleştirilen bazı oyuncuların yerine oyuncu almayı seçerseniz, artık iş kontrolünüzden çıkmıştır. Sizi yönetmeye başlamıştır.   Ve kolay kolay iyi bir yere gitmez. Bu sezon yüzleri eskidiği için Ahmet ve Mehmet'i satarsınız. Gelecek sezon Ali ve Veli'yi.
Son söz; Sizce, neden işler iyi gitmiyor?


Not2:Sevgili okuyucu, bütün tevazusuna rağmen, ''Sıradanbirblog'' tarafınızdan ziyaret görmekten ve okunmaktan çok mutlu oluyor. Beğendiğiniz yazıları muhtelif sosyal ağlarda paylaşmanız, Facebook sayfasını beğenmeniz ve önermeniz, twitter da izlemeniz ve önermenizden de onur ve mutluluk duyucaktır. Teşekkürler.

1 yorum:

nurhan okur dedi ki...

Soru güzel lakin cevabı çok çetrefilli...

Yorum Gönder

 
 
 

İzleyiciler