Dün ikiye bölündük

17 Aralık, 2010

Hem sevindik hem üzüldük.
Önce kötü haber. Bu sezon hepimizi gururlandıran Fenerbahçe Ülker fırtınası durdu. Twitter'dan, Facebook'tan, bloglardan, internet sitelerine yapılan yorumlardan, kocaman gözüküyor. Çok üzüldük. Fenerbahçe Ülker'in sahada gösterdiği mücadele de kendi taraftarlık heyecanımız görüyorduk. Akşam göremedik. Çok üzülüp dağılmayalım hemen. Sezon başındaki fırtınayı estirenler de, geriye dönüp tekrar esecek yetenek, bilgi, yürek vardır bence. Bende kredileri daha çok açıkçası.
Hemen herkesin izlediği maçta teknik olarak yazıcak yeni bir şey yok bende. Maçta ve sonra dikkatime çeken iki küçük nokta var.

  • Lavrinoviç oyundan çıkınca sinirlendi ve eşofmanı yere attı. Koç bozuldu ve küçük bir tartışma oldu aralarında. Daha sonra oyun ilerledi ve koç tekrar Lavrinoviç'i oyuna aldı. Pek çok koç  kişiselleştirebilirdi ve tekrar oyuna almayabilirdi. Öyle olmadı. Lavrinoviç oyuna girdi ve yine bütün gücüyle mücadeleye devam etti profesyonelce. Pek çok oyuncu aynı şekilde asılmazdı oyuna.Ben herkesin aksine dün akşamın iyilerinden olduğunu düşünüyorum. Oyun kurmakta o kadar güçlük çektik ki, içerideki oyuncuların performansını eleştirmek yersiz olur. Hatta ve ne yazıkki topu yere bir kaç kez vurup efektif paslar atamakta dış oyuncuardan biraz daha iyi idi Lavrinoviç akşam.
  • Greer hücumda ne kadar iyi bir potansiyele sahip olursa olsun,  savunmada yarattığı zaafiyet, bu seviyede rekabet için kapatılamaz.
  • Emir'i kaybediyoruz. Teknik kadroda koç hariç herkes, geçen yıllarda burada idi. Bu kadar potansiyelli bir genç adam geriye giderken, birilerinin devreye girip oyuncuyu toparlamaması beni ilerisi içinde korkutuyor. Biz kaybederiz, bu genç bir gün karşımıza başka bir forma ile dikilir, bizi parkeye gömer. Eğer böyle seyrederseler, böyle bir sonu ekmiş olurlar. Oyuncu çok iyi ve genç. Uzun zamandır burada, uzun zamandır tanıyoruz, iyi klüpsen verim alıcaksın.
  • Koç maçtan sonra Ukiç'in eksikliği ile ilgili soruya cevaben, ''biz takımız, takım 12 kişiden oluşur'' dedi. Bence gecenin en büyük kazancı bu. Umarım oyuncular, klüpte sorumluluğu olan herkes, ve taraftarın içine işleyen bir ilke olur bu. Transfer yaparak hiç bir zaman en iyi olamayız. Bizden daha iyi transferleri yapabilicek Avrupa klüplerini yazmama gerek yok buraya.
İyi haberler Sarı Melekler'den. Bloglar alemi Sarı Melekler yazısı dolmuş. Bu bile başlı başına bir zafer Fenerbahçe Acıbadem için. 
Melekler için yazmaya değer bir şey düşerse aklıma yazıcam bu gün düşmez ise yazı çok onları okuyabilirsiniz.

Not: Gelip okuyup giden okuyucu.  Okur yazıları yayınlamayı düşünüyorum. Bence güzel olur, bir denemiş oluruz. Katılmak istersen siradanbirblog@gmail.com'a gönderebilirisin yazını. 

2 yorum:

Esat Erman dedi ki...

Başlığa katılamayacağım,biri 18 de diğeri 20 15 te başlayan iki maçı bölünmeden, sıra ile izledik,daha doğrusu bayan voleybol takımı güven ve keyif vermeye devam etti.
Avrupa şampiyonluğundan önce dünya kupasını getirmelerine hiç şaşırmam.
Erkek basket takımı ise iki maç üst üste kaybetti,bunu da Ukiç'in sakatlığına bağlayamayız.Oyuncular da Spahija'da bu işte eşit sorumluluğa sahip.
İki gardımızdan biri sezon başından beri sakat.
Tek gard ile ligi ve avrupa ligini götürebileceğini nasıl düşündü Spahija?
Can ve Erbil ligde daha uzun süreler oynatılarak gelişimleri sağlanabilirdi.
Preldziç ve Ömerin üst düzey maçlarda takımın gard yükünü çekebileceğini kimse beklemiyordu.
Takımın mücadele gücünde bir dalgalanma var,bu da avrupa ligi konusunda fazla ümit vermiyor.

Sıradanbirblog dedi ki...

Aklımız, sevgimiz alakamız bölündü yani. Evet neyseki ikisinide seyrettik. Yorumla katkıda bulunduğunuz için teşekkür ederim.

Yorum Gönder

 
 
 

İzleyiciler