Muhtelif tarihlerde, perfromansalarından sonra Rıdvan Dilmen, Cristian Baroni için aşağıdaki yorumlarda bulunmuş. Överken pek cömert değil. İyi bir Fenerbahçeli olduğu için daha cömert olmasını bekleyebilirdik. Ancak onlarca yazısında olumsuz hemen hiç bir şey yok. Olanlarıda, aşağıda kırmızıya boyadım. Önce Rıdvan Dilmen'in yorumlarına bir bakın isterseniz. Benim kelamlarımı okumak isterseniz aşağıda.
- Göbekte oynayan Cristian’ı açıkcası beğendim. Tabii rakip zayıf olduğu için daha kora kor, rakiple vücud vücuda mücadelelerini göremedik. Ama oyunun yönünü iyi değiştiriyor. Sağdan sola çabuk dönebiliyor. Bir önemli özelliği de de forvete yakın Alex, Deivid ve Kazım topa çıktığında öne doğru isabetli oynuyor. (31.TEMMUZ.2009)
- Orta sahaya transfer edilen Cristian belki çok üst düzey değil ama Emre’yi rahatlattı. (11.AĞUSTOS.2009)
- Cristian orta yuvarlağa girdi, sanki sakın çıkma demişler. Bütün maçı orada geçirdi. (18.EYLÜL.2009)
- Fenerbahçe takımında Alex ve Cristian’ın mükemmel oyunları dışında diğerleri idare etti. (29.EYLÜL.2009)
- Orta sahada Emre - Cristian ikilisi, hem savunmaya hem hücuma oyunun genelinde çok yardımcı oldular. (27.EKİM.2009)
- Alex olmayınca, orta sahadaki Emre - Cristian ikilisi bozulunca, stoperlerden biri oynamayınca işler çıkmaza giriyor. (3.KASIM.2009)
- Fenerbahçe defansının dördü de çok disiplinliydi. Emre ve Cristian mücadeleci, basit oynadılar. Çok risk almadılar. (6.KASIM.2009)
- Orta sahada Cristian piyasada yok. (6.ARALIK.2009)
- Cristian ve Selçuk çok mücadele edip, çok top kazandılar. Ama arkadan hazırlık pası yapamadılar. (13.ARALIK.2009)
- Cristian - Emre ikilisi de savunmada ve hücumda yardımlaşmayı iyi yaptılar. (5.ŞUBAT.2010)
- Özellikle Mehmet Topuz, Gökhan ve Gökay üçlüsünün aralıklı bindirmeleri, Cristian'ın önde baskı yapması ve iki kez üst üste yaptığı baskı sonunda da klasik Alex golüyle de öne geçti Fenerbahçe. (28.KASIM.2010)
- Ancak 25'ten sonra, sezon başından bu yana eleştirilen Cristian'ın önderliğinde bir önde baskı başladı Fenerbahçe adına. Buca maçında asist yapan oyuncu, üst üste birkaç kez baskı yaparak rakip savunmayı hataya zorluyor ve Fenerbahçe'yi Belediye önünde öne geçiren gol geliyor. 45'e kadar da Fenerbahçe'nin 2. golü bulmak için baskısını izledik. (1.ARALIK.2010)
- Cristian'ın dört haftalık çıkışı dün de devam etti. Üç haftada birinci yarılar iyi oynayan Brezilyalı, dün maçın tamamında iyiydi. (6.ARALIK.2010)
Rıdvan Dilmen bunları buyurmuş.
Bende şunları ekleyebilirim. Geçen sezonun ilk yarısında, Daum tarafından tüm maçlarda 90 dakika görev aldı. İkinci yarının başında sakatlandı. Şubat, Mart ve Nisan'da sakatlığı yüzünden oynamadı. Özellikle Şubat ayı, Avrupa'da ve ligde oynadığımız hiç bir maçı kazanamadık. Cristian'ın yerine görev alan Selçuk, ancak Nisan'da katkı vermeye başladı. Mayıs'ta iyileşen Cristian, son iki maçta görev aldı. Trabzon maçından önce oynadığımız benim şu anda hatırlayamadığım maçta, uzaktan harika bir şutla galibiyet golümüzü attı. Trabzon maçında sahadaki en iyi oyunculardan biriydi ve son dakikalarda çektiği şut üst direkten döndü. Şansı o gün mü döndü bilinmez.
Bu sezona da fena başlamadı. Ne zamana kadar, ilk kez 6+2'ye takılana kadar. Moral olarak çöktü, antremanlar da disiplinsiz davranışlar gösterdi. Basına olumsuz açıklamalar yaptı. Bu dönem de şunu anladık. Cristian mental olarak zayıf bir oyuncu. Rüzgar karşıdan eserse dağılıyor. Arkadan gelirse iyi bir savaşçı. Belki hocanın, belki menejarinin, belki bir büyüğünün desteği ile kendini toparladı. İBB spor ve Karabükspor gibi son derece zorlu iki maçta 6 puan kazanılmasında önemli katkıda bulundu. Sonucu direk etkileyecek futbol oynadı.
Biraz teknik olarak bakalım nasıl bir oyuncu olduğuna. İki ayağını iyi kullanıyor. Top kontrolü yüksek, topu çabuk stop ediyor, ayağından çabuk çıkarıyor. Defansif anlamda sert ve başarılı. İsabetli uzun paslar atabiliyor. Böyle bakınca iyi bir oyuncuya benziyor.
En çok eleştirildiği nokta, daha çok geri ve yana pas yapması ve sorumluluk almaması. Bence bu eleştiriler, hiç değilse şiddetine bakınca haksızlık. Topu ayağınıza alırsınız ve pas seçeneklerinize bakarsınız. Söz konusu Fenerbahçe ise şunu görürsünüz. Sizinle göz teması kurmayan, boş alana kaçmayan, top almak için çaba sarfetmeyen ön alan oyuncuları. Pas atmak elbette yetenek, ama almakta emek işi. Hem geçen sezon, hem bu sezon Fenerbahçe'nin ön alan oyuncuları bu konuda istikrarlı ve becerekli değil. Bu sezon takıma katılan Niang, bu yönde oyunumuzu geliştiricek bir yeteneğe, güce sahip. Ve geldiği ilk haftalarda takım arkadaşları bu konforu kullandı. Ancak Galatasaray maçında geçirdiği sakatlıktan sonra oynadağı maçlarda, sezon başı performansını aratıyor. Ne yazıkki Dia, Stoch ve Alex'te, bu ağır işte, özellikle rakibin sertleştiği anlarda pek iyi değiller. Ön alan oyuncularının bu isteksizliğide, top çıkarmada sorumluluk alan, oyuncularımızın işlerini zorlaştırıyor. Neyse bu ayrı yazı konusu.
Üstte yazdıklarımdan anlaşılacağı gibi, Cristian'ı teknik olarak beğeniyorum. Son haftalardaki performansını geçen sene de izlediğimi hatırlıyorum. Ama şu duygasal saçmalıklarını savunmak yada anlamak zor. Taraftara yada, hocaya,yada bilmem neye küserek çok kötü maçlar oynadı. Bazı 90 dakikaları bitsede gitsek diye oynadı. İşte burası zor. Bu kadar seviyoruz bu takımı, efendinin paşa keyfine göre üzülüp sevineceğiz. Burası olmaz. Aykut hoca bu işi halletmeli. Bu genç, yetenekli ama deneyimsiz ve istikrarsız oyuncuyu, kalıcı bir şekilde kazanmalı. Fenerbahçe forması giyen tüm oyuncular, profesyonelliklerini hatırlamalı. Lise arkadaşlarıyla halı sahada oynamıyorlar. Sahadaki her dakikanın kıymetini bilmek zorundalar.
Son söz.
Bir sezon anlardan oluşur. Pozisyon, pozisyon. Pas, pas. Omuz,omuz.
Not1:Lütfen İBB Spor maçı ile ilgili ankete katılın.
Not2:Diğer yayınlara göz atmak isterseniz ana sayfaya geçebilir yada sağ altta popüler yayınlara bakabilirisniz.
Teşekkür ederim.
Not2:Diğer yayınlara göz atmak isterseniz ana sayfaya geçebilir yada sağ altta popüler yayınlara bakabilirisniz.
Teşekkür ederim.
0 yorum:
Yorum Gönder